DÜNYA KÜLTÜR MİRASI

DİVRİĞİ KÜLLİYESİ

Külliyenin ve çevresinin Korunmasına Yönelik Hedefler

       Divriği’deki sanat abidesi, 16., 17. ve 20. yüzyıllarda onarım- takviye amaçlı bir dizi müdahalelere tabi tutulmuş, yazık ki genel kabul görecek koruma ve çevre düzenlemesi amaçlı doğru bir projeden yoksun bırakılmıştır. 1940’lardan beri yapılan müdahalelerse yapıyı korumak ve güçlendirmek şöyle dursun 8 asırlık direncini tehlikeye sokmuş; iç dış bezemelerine zarar vermiş bulunuyor. Örgü ve bezeme taşlarının tuzlanarak akması, içeride ve kapılarda rutubetin neden olduğu erimeler,  özensiz, bilim ve teknik dışı, en kaba operasyonlarsa son 1963 –  2008 evresindedir. Teras örtüsünün defalarca değiştirilmesi; külliyenin oturduğu zeminin çevresinde, temel ve ana duvarları etkileyen, drenaj sistemini bozan çirkin duvarlar, galeriler yapılması,  etkilenme alanına kamu yapıları ve kaçak konutlar inşa edilmesi bu cümledendir.

        Külliyenin, bu tahribat sürecinden ivedilikle kurtarılması için ciddi çalışmalar, 2011de başlamış bulunuyor. Bu çalışmanın asıl hedefi:

  1. a) Ulusal ve evrensel düzeyde kabul görecek;anıt eserin doğal ve tarihsel çevresini oluşturan Kale ile çarşı arasındaki Mengücek başkenti sit alanı bütünselliği;
  2. b) Arkeolojik araştırmalara dayalı kamulaştırmaları, topografyayı koruyucu, çevre kirliliğini giderici önlemler,
  3. c) Öncelikle “koruma” projelerinin hazırlanması aşamalarını kapsayan yarışmalımaster plan,
  4. d) Divriği’deki diğer Mengücek dönemi eserleriyle sivil mimari örneklerinin de plana dahil edilmesi;

olmalıdır.

Bu çerçevede bir girişimin Kültür ve Turizm Bakanlığı dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti tarafından gerçekleştirilmesi amacıyla eser sahibi konumundaki Vakıflar Genel Müdürlüğü, söz konusu plan projelerin hazırlığını ve uygulamasını adı geçen bakanlığa devretmiş bulunmaktadır.

        Yüzyıllarca iyi korunmuş bir dünya şaheserine, bilim ve teknoloji çağında, onarmak ya da restore etmek gerekçesiyle zarar vermek herhalde bir daha yinelenmeyecektir.

Türkiye genelinde sıradanlaşan, restorasyon ilkelerine aykırı “yenileme” müdahaleleri, dönüşümü olanaksız tahribatlar olarak anıtlarımıza büyük zararlar veriyor. Bunlardan,  kuşkusuz en önemlisi 2008 yılında Divriği’de de de yaşandı. Anadolu’daki Türk eserlerinin en eskilerinden 850 yıllık Kale Camii, terasından sıvalarına kadar biçim ve malzeme değişikliğine uğratılarak tanınmaz duruma getirildi.

         Divriği Külliyesi ve çevresi projesi hazırlanırken başta Külliyenin kuzeydoğusundaki  kale ve Arslanburç (seyir kulesi / ahmedek); Külliye hamamı, Bedesten, kümbetler ve diğerlerinin kapsama alınması koşuldur.

         Anadolu ev mimarisinin, Mengücekler döneminden beri gelişme alanı olan Divriği’deki 150- 200 yıllık sivil mimari örnekleri; üslupları, ahşap – kerpiç –kireç ağırlıklı malzemeleriyle eski bir geleneğin uzantısı değerlerdir. Bunlardan öncelikle Külliyeye ve diğer Mengücek eserlerine yakın olanlar -örneğin eski Şehir Mahallesindeki Topçuoğlu (Deliosmanağa) ve Edebey, Sayigil evleri; diğer mahallelerdeki Mühürdarzâde, Serey, Budaklı, Esad Bey, Arıstakzade, Alanlı evleri; en başta da Ayan Ağa Konağı kurtarılarak konaklama tesisi yapılmalıdır. Bu konağın selamlık dairesinin bir bölümü restore edilmişse de, mabeyn ve harem daireleri haraptır. 1838 tarihli konak yaklaşık 2 bin m2’lik oturma alanlı, 2 katlı geniş bahçelidir. Mimarisi ve tarihselliğiyle çok yönlü özelliklere sahiptir. Anadolu’daki ayanlık döneminden ayakta kalabilmiş en eski mekânlarındandır. Paylaşımlı mülkiyetli bu büyük yapının kamulaştırılarak kurtarılması toplumsal tarih açısından da önemlidir.

Abdullah Paşa Konağı, 2001 yılında çökmek üzere iken Belediyece kamulaştırılmış, rölövesi Mimar Sinan Üniversitesi Yaz Okulu çalışmaları kapsamında, restorasyon projesi Divriği Sosyal Yardımlaşma Derneğinin sağladığı olanaklarla hazırlatılmış; Koruma Kurulunun onayladığı bu proje Kültür Bakanlığınca 2002 ve 2009 yıllarında iki ayrı ihaleyle sonuçlandırılmış; daha 3 ev ve 1 eski okul da Sivas Valiliği ve belediye olanaklarıyla onarılmıştır.

 Ayrıca ;

  1. a) Arasta düzenindeki çarşı dokusu,
  2. b) Yerleşim alanındaki türbe, cami, mescit, hamam ve çeşmeler,
  3. c) Abıçimen Deresinin ıslahıyla iki yakasını birleştiren 9 taşköprü,
  4. d), Burmahan, Handere, Dumluca, Pamukluhan, Diblehan kervansaray ve hanlarla, Kızköprüsü, Murçinge Köprüsü ve diğer tarihi köprüler,
  5. e) Eski kiliseler;
  6. f)Tarihi Tuğut köyü

de Külliye’nin yaşam kaynakları sayılarak koruma-kurtarma planına dahil edilmelidir.   Ziyaret ve konaklamalarda bunlara işlevler yükleneceği doğaldır.

Önceki sayfa 1 2 3 4
Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu